8 Ağustos 2011 Pazartesi

hanım baltayı getir

s.a nbr nslsın qhanqi NaPıYsN

Ramazan dolayısıyla kapanmış olmamız gerekiyor aslında ama müftülüğe sordum sıkıntı olmaz dedi. Müftülük demişken geçenlerde Cuma namazından sonra imamın yanına gittim bişey sorcam diye. Gittim dedim ki “hocam rus hatunlarla birlikte olmak günah mıdır” hoca bu durur mu patlatmış cevabı: “Da!” elini öpüp ayrıldım.

Gene olağanüstü bir hikaye ile karşınızda olaceğiz. Rahmetli kemal sunal ın bi lafı vardı çok sevdiğim. “ Evet hı hı ”. Ruhu şad olsun.
Her zaman olduğu gibi günün anlam ve önemine binaen bi şarkı gönderiyorum dinleyin kendinize gelin.



Direk giriyorum kaygan zemin dikkatli olun.

Yıllardan 1967. Hava nasıl sıcak donun götüne yapışır. Okuyoruz. Nerde mi? Penissilvanya da. Öğrenci adamız, cebimizde 5 kuruş, tam akbil ve ölümüne ter kokusu. Okulun bitmesine 1 ay kalmış horul horul ders çalışıyoruz. Ense stayla. Zaten kalacağımız kesinleşmiş. Neden kendimizi salmıyoruz dedik. Arkadaş grubumuz var. Hayat bize güzel amk. Ne istersek onu yapıyoruz. Altımızda chevrolet impala mızda var. Atladık arabaya kafamıza ilk esen şeyi yapacaz. Arabayı Zerdüş kullanıyo. Ön koltukta big ass lerden biri olarak ben oturuyorum. Emanuelson. Arkada Östaki, Çıngırak ve Fırkateyn var. Bas gaza aşkım bas gaza!!

Kasette AC/DC var. Highway to Hell çalıyor. Ağızda sigaralar. Bastık gaza gidiyoruz. Bir anda benim 3000 IQ luk beynime muhteşem bir fikir geldi. Döndüm Zerdüşe. “neden gözün kapalı sürmüyorsun” diye sordum. Herkes anında sustu. Birbirimize bakıyorduk. “hay dinazor billurları” diye bağırdı bu. “süper fikir lan hatta hepimiz kapayalım heyecan olur” dedi. Delganlı adamız bize ekşın lazım. Herkes kabul etti. İlk ışıklardan sonra yapacaktık bunu. Anasını satayım çok gaz bir hareketti. Çıngırak birazcık telaşlanır gibi oldu antidepresan viagralardan aldı bi tane. Östaki onları sakız niyetine çiğniyo. Piskopat. Hiç sevmiyorum lan onu. Ama iyi sevişiyor namussuz hakkını vermek lazım. Yiğidi öldür sonra sahip ol demişler. Yeah.

Beklediğimiz an gelmişti. Sağı solu kolaçan ettik. Çok fazla olmasa da belli miktar araba vardı ve bu bizim işimize gelirdi. Zarar vermeden bi boka yaramaz heyecan. O değilde zamanında fox tv de heycanlı diye magazin programı vardı akşam pornosu gibi haberler veriyorlardı. Benim laptoptaki 150 GB lik System32 dosyasından içindekilerden hiçbir farkları yoktu. Neyse geçelim konumuz bu değil. yeşil yandı Zerdüş bastı. Motor sesi dinliyoruz gözlerimiz kapalı. Direksiyonu hiç kıvırmıyo sağa sola. Dümdüz gidiyoruz. Böyle böyle giderken…..

Bi anda bi rampa çıktığımızı hissettik. Gözlerimiz hala kapalı. Küfürler havada uçuşuyo. En çok Östaki ediyo. Fırkateyn de ona eşlik ediyo. Biraz daha rampa çıktııııık sonra havalardayız. Hani kuşlar ağaçlaaarr, binbir renkli sikikleeeerr. “kimse gözünü açmasın” diye bağırdı Çıngırak. Sanki zincir vurdular gözlere. Biraz süzüldük, süzüldük süzüldük yaklaşık 10 sn sonra “ÇAAAAATTTTT!!!!” diye yere vurduk. Herkes hayattaydı sanırım. Artık açmalıydık gözleri. Zerdüş “ Ben Üç deyince” dedi. Saydı ve tam 3 olduğunda açtık gözleri. Ananı sliimmm. Nereye mi düşmüştük? Keep reading.

Uluslar arası antik tarihi eserler müzesine düşmüştük. Çatıda Delikopter için pist yapmışlar. Fırkateyn “sanki oyunlarda şansı fulledik amk” dedi. Gerçekten iyi ballıydık. Anzar balı. Öldüreninden. Kapıları açıp çıktık ama bir sorun vardı. Zerdüş çarpmanın etkisiyle arabaya sıkışmıştı. O kalıpla tabi sıkışır. Hayvan. Bize levye lazımdı. Nerden mi bulduk? Cevap Östaki. Dedik ta adam piskopat diye. Millet dilinin altında jilet taşır bu levye taşıyo. Aldık levyeyi yüklendik kapıya, zar zor araladık. Normalde arabaların üstü açık olur bizimkinin yanları açıktı artık. Amayzing ulan!!


Yangın merdiveni vasıtasıyla aşağıya indik. Bayaaa kalabalıktı. Pazar günü diye millet çıkmış gelmiş. Halk günü ayağına bedava yapmışlar. Hak verdim millete. Bedava olsun ikizimi de getiririm (Barika-t- stayla). Biz böyle beş sap gezmeye başladık müzesi. Bayağı da büyük lan. Amerika abi adamlar yapıyo. Her şeyin en büyüğü amerikadadır diye bi laf vardır zaten. Böyle standlara filan bakıyoruz. Kiminde yemek ikramı var. Ama genelde bayat oluyo. Hatta elemanlardan birisi suyu kendi yapmış. Buradan böyle damıtıyormuş. Yalnız herif gey fazla yaklaşmayın.

Böyle böyle gezerken, ben bi ara gruba baktım birisi eksik. Çıngırak kaybolmuş. Zaten enteresan bir tip. Elinde laptopla tavaf yapacak kadar. Dedik biz bunu bulalım. Cep telefonundan arayalım dedik yok çekmiyo. Mecbur zaten 4 kişiyiz 2 şer olarak ayrılalım dedik. Benle Östaki Zerdüş ile Fırkateyn. taş kağıt makat yaptık. Makat yapan her zaman kazanır. Nasıl yapıldığını söylemiycem.

Östaki ile sağ taraftan gittik biz. “Çıngıraaaaakkkk” diye sesleniyoruz. Düşünün “k” harfini bile uzatıyoruz o derece. Ama etraf çok kalabalık. Böyle cevahir alışveriş merkezi gibi. Bütün apaçiler orda. 20 yy. a girdik hala apaçiler var. Suck!. Seslenerek ilerlerken guitar hero standını gördük. Böyle bütün dallamalar toplanmış. Easy de bile fail oluyorlar. Bakıştık biz Östakiyle. O an bi elenktrinklendik. Hani yanımda prezervlatif olsa hemen sevişirdik o derece. Aldık biz gitarları, getirdik seviyeyi expert e. Ahanda şu şarkıyı çalıyoruz.



Biz kendimizi şarkıya kaptırmışız meğer etraf chicks kaynıyormuş. Memeli olanlarından. Ben sarışınlara bayılırım. Heryerde de söylerim. Aldım bi tanesini, götürdüm “restroom” a. İyice bi dinlendik. Cem dinlenmiş. Östaki ise pek keyifli değildi 6 tanesiyle yatıp bıraktı. Biz kanatta bunlar yaşanıyorken, diğer grup neler yapıyor acaba? Kameğralarımızı şimdi oraya çeviriyoruz.

Zerdüşle Fırkateyn kol kola girmiş, herkese Çıngırakın resmini gösteriyorlardı. Belki gören vardır diye. Ama bişey dikkatlerini çekti. Etraf pek kalabalık değildi. Fırkateyn dedi ki “sabahtan beri arıyoruz amk karnım acıktı bişiler yiyek” Zerdüş bu, yemeği duyunca dayanamaz. Okey çıkınca ondan da restoranların olduğu yere gittiler. Gittiler ama bir de ne görsünler? Yarışma varmış amk. Sosis yeme yarışması. Herkes standın etradına toplanmış yarışmacıları izliyordu bağırıyordu filan. Bunlar kalabalığı yarra yarra ilerlediler en öne geldiler. Şaşkınlıklarını gizleyemediler. Çıngırak yarışıyordu lan. Böyle 60 tane sosisli yemiş. İncecik adam lan nasıl sığmış o kadar şey mideye. Yarışmayı kazanmış bu. Ödül olarak da bereket getirsin diye tanrısını vermişler. Aslında o heykeli yasaklamaları lazım. Olan var olmayan var. Ğayıp ğayıp.

Bunlar Çıngırak ı bulunca çok sevindiler tabi. Şimdi sıra birbirimizi bulmak vardı. Telefon çekmeyince yaptığımız özel bir haberleşme sistemimiz vardı bizim. Şimdi burada ifşa gibi olcak ama neyse. “üçümüze üçümüz bayram etsin çükümüz” sistemi. Bu üçü, şeyleriyle bir Mercedes amblemi yapıyorlar ortada. Ve aynı anda şunları söylüyorlar “spiritus imundi on di laya poseno ameno tui oudi ..” yok lan bu değildi. Şeytan çağırmayak yanlışlıkla. Heh tamam .” Selena selena” o anda bir görüntü beliriyor ve çat diye birbirimizi buluyoruz. Çok uğraştık bunu bulmak için ama değdi. Hem 20 kullanım 69 lira. 69 u çok seveceğiz. Ercan hariç.


Hepimiz binanın çatısında buluştuk. Östaki Çıngırak ı gördüğü anda hemen boynuna sarıldı. “senin için çok endişelendim” dedi. Sonra da fena bir tokat attı. “neden haber vermiyorsun lan gittiğinde” diye atarlandı. Meğer Östaki hoşlanıyormuş Çıngırak tan. Kısa bir sessizlik oldu. Bu ikisi birbilerine sarıldılar . O ara benim gözüm Zerdüş e kaydı. Gözleri dolmuş bi şekilde Fırkateyn e bakıyordu. Fırkateyn de ona döndü. Onlar da birbirlerine sarılıp ağlamaya başladı. Herkesin içindeki aşk ortaya çıkmıştı amk. Hani geydik filan ama çaktırmıyorduk. Demek ki bir ayrılığa bakıyormuş. Hepsi manita yapmıştı kendine. Bense tek sadık yarim elime kalmıştım. En azından fakbadilerim var. Onlarla idare ederiz. Please click to full movie.

Arabaya bindik tekrar. Ben sürüyorum. Vites tutmaktan hoşlanıyorum napayım. Hem aşıkların arasına girmek olmazdı di mi. Ama bir sorun vardı o arabayı biz gökten indirdik tekrar yere nasıl indircez. “yangın merdiveni” dedi Çıngırak. Hak verdim. Oraya doğru sürdüm arabayı. Tahtadan yapılmış bir yangın merdiveni. Sanırım müteahhit laz. 2. katta da bitiyor. Hay amk. Hızlı hızlı dönemeçlerden geçip seri bir şeklide aşağıya indik. Araba fena hurdalanmıştı. Tamire götürmek lazımdı. İşte ben işte beyin.. Onun da çaresini bulmuştum. Arabayı tenha yere çekip torpido gözüne bağladığım klavyeden “aspirine” yazdım. Hem bütün yaralarımız iyileşmişti hem de arabamız sağlamdı. Durmak yok yola devam. AQ PARTY.


Yolumuza devam ediyorduk. Saat daha 4 tü. Yapacak iş çok. Ön koltukta oturan Fırkateyn gazete okuyordu. “lan hamuğagoduklarım şenlik varmış lan gidek mi?” dedi. Ohayo da Ayova adlı bir kasabanın şenlikleriymiş. Herkes davetli. Nerde çokluk orda bolluk felsefesiyle ve yapacak işimiz olmadığı için şenliklere gitmeye karar verdik. Bizde benzin bitmez aga. Bir süratli sürüyorum ki sormayın. Zerdüş ün A4 sürme muhabbeti gibi. Hız göstergesi kafayı yedi. Yarım saatte gelmiştik amk. Annem görseydi gurur duyardı benle. Gösteriler ve yarışmalarda 5 te başlıyordu. Ne ballıyız.

Kısaca bazı yarışmalar şöyle: çuvala girip zıplayarrak finişe ulaşma, 25 metre yükseklikten suya artistik dalış, counter strike da sadece bıçak kullanarak son adam olma, psişik güçlerle kürek eğme ve en bombası şehrin en güçlü adamını güreşte yenip muhtarın kızına sahip olma. Şöyle bir baktık, görev paylaşımı yaptık. Hedefimiz 5 altın. İlk olarak 25 metre atlama yarışı vardı. Aramızdaki en iyi yüzücü Fırkateyn idi biz de onu seçtik. Bi güzel soyduk bunu, arkasından su dökerek tepeye uğurladık. Heyecanlı saatler parmaktan sonra.

Zorlu rakipler vardı her yarışmada. Ölüm grubu stayla. Jüri üyeleri 3 kişi ve bütün yarışmaya onlar bakıyor. Kuddusi müftüoğlu, Kelin Avşar ve yaz gecelerinin vazgeçilmezi Macun Kıllıcadı. Fırkateyn yukarda, biz aşağıda, yar sileyır sileyır. Sırayla atlamaya başladı yarışmacılar. bi tanesi fena atladı. 3 salto, 2 palto, 1 şıpagatla gayet iyi bir dalış yaptı. Ve işte sıra bizim elemanda. Derin bir nefes aldı, karın kaslarını kastı ve atlayışını yaptı. OMFG!! Heryerinden öpüyorum rüştü. O nasıl bir atlayış, o nasıl süzülüş. Havada 3 rüku, 2 secde, 2 kıyam ve bir son oturuşla bitirdi. Seyirciler çılgın. En yüksek puanı aldı. İlk altın hedefi tamam. Sıra çuval yarışı için bende.


Çuvallara Balküpü şeker sponsor olmuş. 7 kişi var. 2 zenci, 1 rus, 1 malezyalı, 2 ingiliz ve ben. Bahisler zenciler üzerine. Saatçi tayfa. ben 4. kulvarda yarışıyorum. Yerlerimizi aldık hepimiz. silah patladı koşu başladı. Çekirge gibi yavşaklar. İyi zıplayan kazansın. Ben ikinci sırada götürüyorum. Birinci olan kişi zenci. Üç ayakla zıplıyor kavaşe. Tabi birinci olur. Son metrelere girdik. Ben hala devam etmek ikinci. Ama o da ne. Zenci üçüncü ayağına basmış yanlışlıkla. Yere yığıldı amele. Şöyle büyük bir zıplayışla çizgiye ulaştım ve kazandım. 2 de 2. Şampeinleri patlattık, çekirdekleri aldık ve sıra Östaki nin yarışmasına geçti.

Bu yarışma biraz garip. Biraz gerçekçilik biraz sanallık var. Yarışmacılara özel bir kıyafet giydirip bir de 3D boyut için bir gözlük takıyorlar. Oyuncular bu gözlüklerden bağlanıyorlar yarışacakları yere. Dastiki bölümü oynanacak. 12 kişi var. Herkes tek. Sadece bıçak var. Östaki baya antremanlı. Biz yurtta kalırken hep böyle oyunlar oynardık. Robocopa bağlamıştı hepsi. Kuddusi işaretini verdi yerlerini aldılar. 10 dan geriye sayım yapıldı yarışma başladı. Bölüm baya büyük. Temkinli olmalılar. Her an bir yerden birisi çıkıp öldürebilir sizi.

Östaki adeta gece gibi geliyordu. Sessiz ve derinden. Ama meydan savaşı veren kişiler de vardı. Bizimkisi uzaktan birini gördü. Hedefe kitlendi ve seri adımlarla ensesine kadar gelip sapladı bıçağı. Bu arada herhangi birisi öldüğünde kendilerine haber ulaşıyodu öldüğü. Ölen kişi gözlüğü filan çıkarıp normal hayata dönüyordu. Sayı azalmıştı baya. Herkes tuttuğunu indiriyordu. En son 6 kişi kaldı. Tam o sıra yarışmanın yeri değişti. Açık bir alana gönderildi hepsi. Çember gibi sıralanmışlardı. Işıklar gitti ve kavga başladı. bıçak sesleri, inlemeler filan. 2 dakika sonra sesler kesildi. Işıklar yandı. Ayakta kalan Östakiydi. Ağzı yüzü hep kan, kıyafetler parçalanmış hatta bıçağı körelmiş. Diliyle bileylemiş piskopat. Tabi bu görüntüler hep sanal. Sanal penetrasyon. 3 te 3 ile yapmıştık. Festival tam da istediğimiz gibi geçiyordu. Sınırsız kadın ve içki. Oyhş..


Kimilerine göre en zor, kimilerine göre en saçma oyundaydı sıra. Psişik güçlerle kürek eğme. Kaşık eğmeyi herkes yaptığı için zor yolu seçmişler doğal olarak. En az katılımcı sayısı bundaydı. Sadece 4 kişi. 1 japon, 1 çinli, 1 tayvanlı ve bizimki Çıngırak. Alan dışı tercih yapmış gibi amk. 1 dakika içinde en fazla büken kazanıyor. Bilek gücü olsaydı Zerdüş katılırdı da beyin olunca o biraz fakir kalıyor. Süre başladı sessizlik sağlandı. Mistik müzik çalınıyor konsantre olunabilmesi için. Baktım bu çekik tayfa baya iyi. Yarısına kadar iyi geldiler ama sonrasında zorlanıyorlar. Bizimkinin farkı burada çıkıyor. Çıngırak kafayı eğdikçe kürek bükülüyor. yarısına kadar kafayla eğdi. Sonra sağ elini yukarıya kaldırdı, sağ tarafına doğru çember çizecek şekilde yere doğru indirdi. Kürek “ ÇATIRTJDGŞLKMSŞDÖ” şeklinde kırıldı. Kendisini biraz zorlamış olacak ki burnundan azcıkın kan geldi. Bişi olmaz. Askere gidince unutur nasılsa.


Ve geldik en can alıcı bölüme. Zerdüş ve köyün en güçlüsü Kaya. Adam harbi kaya gibi. Duvarlarla filan antreman yapmış. Bizim Zerdüş ise inşaat köşelerinde yaptıkları kadarıyla. İşi gerçekten zor. Desteğimiz hiç eksilmeyecek tabi ki ama baya da çaba göstermesi gerekecek. Bu, şenliğin son gösterisi olduğu için herkes işini gücünü bıraktı ringin etrafına doluştu. Biz tabi en önden yerlerimizi aldık. Jüri üyeleri de yerlerini alınca geriye sadece gonk sesini duymak kaldı. Haldun Dormen gonk u çaldı ve maç başladı. Astalabista beybi!

Kaya tabi yılların tecrübesi. Şöyle bir süzdü Zerdüş ü. Kolay lokma diye düşündü. Seri bir hareketle boynuna yapıştı Zerdüş ün. Kaldırıp yere sırt üstü çaktı. “ seni buradan kazıyarak çıkaracaklar” diye söyledi Kaya. Küfürler savurdu. Çok itici. Öğyk. Zerdüş bişey demedi, toparlanmaya çalıştı. Sırtı baya acımıştı. Kaya ya doğru bakarken bi şimşek çaktı aklına. Babasının ona söylediği bir söz. “ büyük hayvanların ayaklarını yerden kesersen onların tüm bağını koparmış olursun” kaya da hayvan sayılırdı. Ama kalıbına göre küçük ayakları vardı.

Zerdüş hafif bir sırıttı, sonra hızlıca Kaya ya koşmaya başladı. yumruklarla filan oyalamaya çalışıyordu Kaya yı. Bir iki denemeden sonra Carlos tan ödünç aldığı sol ayağıyla Kaya nın sağ baldırına bir tane geçirdi ki sormayın. Et ezildi et. Kaya yerdeydi artık ve kalkamıyordu. Zerdüş çullandı üstüne yumruklarını konuşturmaya başladı. İngilizce konuşuyordu yumruklar. Kaya nın takatinin kesildiğine emin olunca ahanda tam da bu pozisyonda tuş etti onu.


Kuddusi 3 e kadar saydı, hareket etmeyince Kaya, Zerdüş kazanmış oldu. Ringin tepesinden gül yaprakları döküldü üstümüze. Dansçı kızlar geldi filan. Muhtar da geldi ringe. Ödüllerin verilmesi için herkesi kutlama standına davet etti. Bütün oyunların kazananları olarak standa çıktık biz. Bütün yerel halk ve bikaç basın mensubu oradaydı. Muhtar aldı eline mikrofonu, konuşmasına başladı. “ Bu sene ödüllerde değişiklik yaptık. Eskiden biliyosunuz bikaç dönüm arazi ve bir miktar para verirdik. Ama bu sene bunların yerine rus ve daha çok para veriyoruz. Alkışlarınızla beraber ödüller sahibini buluyor” sevinçten çılgına döndük. Ruslar da rustu ha. İyi de para kazanmıştık. Normalde Östaki Çıngırakla Zerdüş Fırkateynle aşk yaşıyordu ama hatunları görünce çok ilginç bişey oldu ve bütün geylik genlerimiz yok oldu. O parayla ben de kendime bir araba aldım ordan. 67 chevy. Malum nüfus 5 kişi arttı.

Atladık arabalara. Herkesin ödülü kucağında. Oyhş. Saat baya geç olmuştu. Yolumuz da vardı baya. Ama olsun hatunlarımız yanımızda, içeceğimiz ve yiyeceğimiz de. Açtık müzikleri, iki araba peşpeşe gidiyoruz. Ahanda bu şarkı çalıyor



Yaklaşık 6 saat araba kullandık. Hatunlar uyumuş koynumuzda. Biz de azcık alkolün ve yorgunluğun etkisiyle ufaktan gözlerimize yenik düşüyoruz. Zerdüş ü arayıp ilerdeki ilk motelde mola verelim dedim. Kabul edildi tabi ki. Şansa bak ki 10 km ötede varmış bir tane. Park ettik iki cılas arabayı yan yana. Havamızdan geçilmiyor ha. Etrafta da kimse yok amk. Havamız kendimize. Resepsiyondan herkese odayı tuttuk, kadınlarımızı içeri taşıdık. Sırayla hepimiz birbirimizin sırtına vurduk “beline kuvvet” nidalarıyla. Herkes kendi odasına geçti. Öhöm bundan sonrası RTÜK e takıldı. İsteyene özelden yazayım.

Sabaha doğru gelmiştik motele. Akşam üstü tekrar yola çıktık. Pek bişey kalmamış aslında biz çok yorgun olduğumuz için bize öyle gelmiş. 1 saat civarı sonra Penissilvanya ya giriş yaptık ki ne giriş. Manşetlere çıkmışız. Okulun ve kentin gururu olarak. Prezident Corç 3. Puşt karşıladı bizi. Kendisini sevmeyiz. Pek yüz vermeden ona, halkı selamlaya geçtik. Ben diyim 3 kişi siz deyin 3 bin kişi ordaydı. Çok saolsunlar. Macera dolu Ammerikaaaa.


Yurda döntük. Yöneticiler bizim çift olarak döndüğümüzü görmüş, özel odalar tahsis etmişler. Ünlü olmanın gözünü seveyim. Ama pek kalmadık. Eşyalarımızı topladık hepimiz ve kendi evlerimize doğru yola çıkacaktık. Benle Zerdüşt e araba vardı ama diğer 3 kalpazanda yoktu. Benim evle Çıngırak ın evi yakın onu ben bırakacaktım. Diğerleri de paytobüse bineceklermiş. Araba alacaklarmış ama onlarda. Buralarda pahalı. Boşuna fazla ödemeyek. Öpüştük koklaştık. Birbirlerimize iyi dileklerimiz sunup ayrıldık. Yeni dönemde görüşmek üzere.

Canciğerler hepinize seda sayan öpücükleri. Kendinize iyi davranın. Çavuşa selam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder