19 Ağustos 2011 Cuma

emıl tv jeff hardy röportajı

Helloooo göörrllssss. Özlediniz di mi?

Merhaba sayın seyirciler. Uzun bir aradan sonra birlikteyiz. Malum biliyorsunuz kanalımız, gösterdiği bazı videolardan sonra yayın yasağı almak durumunda kaldı. Hep RTÜK ün hatası. Yav kardeşim iki tane fil sickişiyorsa sana ne? Belgesel bu. Hasta olunca doktora üreme takımlarını gösteriyorsun. Bu da aynı hesap. Neyyseeee. Bugün gene çok bomba bir konuğumuz var. Evet çocuklar ekran başına. Her şey sizin için. Aaaa bi dakka.

Bu şey diğil mi lan hani saat 9 buçuk olunca çıkıyo. Herkes yatağa filan. Sorry kids. Başka bahara. Evet sözü daha fazla uzatmak istemiyooooooooorum ve konuğumu çağırmak istiyorum. Oynat uğurcum. Bayanlar baylar, kemerlerini bağlayın, maskelerini çıkarın ve selam durun: JEFF HARDY!!!!!



Emıl: selamün aleyküm jeff kardeş nasıl gidiyor? Hiç aramıyorsun sormuyorsun bak Undertaker abin de diyo hiç aramıyo sormuyo. Ehe.

Jeff: sorma be abi iş güç. Sen nasılsın inşallah yenge nasıl?

Emıl: abartma. Evet hoş geldin yayınımıza. Daha önce Fatih Terim, Serdar Ortaç ve Prezidente Barrock Obama bizleydi. önceki konuklarımız hakkında ne düşünüyorsun öğrenebilir miyiz?

Jeff: şimdi emılcığım Fatih Terim benim çok sevdiğim bir abimdir. Biz 2 sene onunla beraber Meksika da çalıştık. Uyuşturucu işindeydik. Yaklaşık 20 kişilik bir gruptuk, kendisi de bizim liderimizdi. Eğer ben bugün buralarda isem, bundaki en büyük katkı başta anne ve babama birazcık da mahallenin sütçüsü Selim abiye aittir. Aslında en çok sütçüye aittir. Tip olarak da andırıyorum. Fatih hoca işin sadece sıvama kısmındaydı.


Serdar ı pek tanımıyorum. Sadece ilk apaçi olduğunu duydum. Shequill stayla. Biliyorsun bizim oralarda kanye west, leydi gargamel ve Shakir Ağa gibi üst düzey şarkıcılar var. Serdar onların seks kelepçesi bile olamaz. Birazcık ünlü pilot Jet Li yi andırıyor o kadar. Şarkı sözleri berbat. “ seni çöpe ataceğim poşete yazık/bir siyara yakaceğim ateşe yazık” bu ne tanrı aşkına. Sayın Serdar sözüm sana! Bırak artık yaz şarkıları yapmayı. Bu halkın Barış Manço gibi bir üstadı vardı. Senin gibilere ihtiyacı yok.

Obama yı ise tanımayan yoktur. Dışarıda hanım evladı, mutfakta brender, yatakta ise zencidir kendisi. Geçenlerde onun evine iftara davetliydim. Misafiriz elimiz boş gitmek olmaz. Dedim ne alayım ne alayım. Biliyorsunuz kendisi Virginia Üniversitesi mezunu. Dedim öyle bir hediye alayım ki gençlik yıllarına götüreyim onu. Gittim bi HEROTİK şopa. Böyle bissürü alet edevat var. Hiçbirisinin ne işe yaradığını bilmiyorum. Kasiyerin yanına gittim bi hoş oldum. Dedim ki bir erkek arkadaşıma hediye alcam filan filan. Karı güldü. Birazdan gelirim deyip ayrıldı. 5 dk sonra döndü. Elinde obama. Vay amk.

“bu aralar kampanya var. Obama şişmesi alana 55 cm lik dildo hediye. Titrerken müzik çalıyo. “da di da dildoooo, dildoooo dadam dildoooo” diye devam ediyo. Tamam deyip almaya karar verdim. 45 dallırs tuttu. Hediye paketi yaptırdım şöyle bir güzel. Bi de şeker aldım. Afedersiniz şekli yorriks e çok benziyor hatta o diyebilirim. İngiltere den Azmayil adlı arkadaşım getirmişti. Bi kutu da ondan aldım.

Atladım arabaya geliyorum. Beyaz sarayda oturuyo kavaşe. Girerken X ray araması var. Aha dedim yourrock ı yedik. Ben korka korka uzattım paketi. Ekrana şöyle bir göz attım. Gözlerime inanamadım. Dildonun yerine deniz hıyarı, şişmeninkinde ise sünger bob oyuncağı vardı. Meğer obama ibnesi hileli yazılım yaptırmış. Bill Gates e yaptırmış.


Bill Gates demişken onunla ilgili de bir anımı anlatayım. 2 ay önce bir resepsiyondayım. Dünyanın en zeki adamları var işte Stephen Hawking (adam king ), Criss angel, Ruud van Nistelrooy, Serhat Ulueren filan. Baktım ilerde oturuyo bu. Elinde Tekirdağ rakısı. Biraz muhabbet ettik. Ben bunu resepsiyondan 2 gün önce bankada görmüştüm. “ hayırdır abi geçenlerde bankadaydın noldu?” diye sordum. “bi borç mevzusu vardı da onun için ordaydım” diye cevapladı. şaşırdım ben amk. “abi yanlış anlama ama senin paraya mı ihtiyacın var?” bu kez o şaşırmıştı. “ yok be olum bankanın vardı” dedi. Ulan ne komik adam bu Bill Gates. Allah toprağını bol etsin. Yaklaşık 10 bin dönüm kadar.

Neyse işte girdim Beyaz Saraya, Tanrı seni inandırsın ben böyle bir yer görmedim. Tamamen kandırmaca. Hatta duvarlar filan kartondan yapılmış. Göz yanılması. Şaka lan şaka. Her yer altın hamuğagoyyim. Yerler cam filan. Bakıyon kendini görüyon. Bu binayı diken adam kör olmuş. Tabi olur. Işık vurduğunda parlıyor hep. Her daim güneş gözlüğü takmak zorundasın. Zor iş.
Geldim içeriye, selamlaştık filan. Doğruca sofraya geçtik. Sofrada yok yok. Yeni meyve gelmiş afrikadan ismi “yok”. Tuzlu bir meyve. Menü baya zengindi şimdi sayamam. Ben tabi yanımda hediyelerle geldim, bunlar meraklandı içinde ne var diye. Dedim sonra aç. Yemekten önce yersen iştahın kaçar (yazar burada ince espri yaptı) yemekler yendi, sofra toplandı gagaydı gugaydı sıra geldi hediyeyi açmaya. Herkes el ele tutuştu, 10 dan geriye saydık. “büyük hissediyorum” dedi obama. Paketi açtı, gerçekten de büyüktü. Bir sevindi bir sevindi anlatamam. “benimki baya eskimişti iyi oldu” dedi. sapık. Allah ıslah etsin. İşte böyle bir anım var sonu belli değil. ne sandım yannağam. İlla son mu olcak.


Emıl: tamam ulan anladık kes. Şimdi birazcık özel hayatına değinelim. Konumuz sırlar. Bize anlatmanda bir mağsur görmediğin sırrın var mı?

Jeff: bi düşüneyim….. evet bi tane geldi. Üniversiteye giderken kısa bir süreliğine bir köpekle birlikteliğim olmuştu. Pek anlaşamıyorduk kendisiyle.

Emıl: nasıl lan? Bir köpek mi? Give me more details now. Hemen altyazı geçin beyler.

Jeff: şimdi abi benim dedemin çiftliği vardı teksasta. Baya büyük. İçinde her bi hayvan evladı mevcut. Yaklaşık 25 tane de köpek vardı. Benimkinin ismi Elizabet idi. Böyle beyaz tüylü şirin bişeydi. Bunu ben eğitiyordum genelde. Baya yakınlaştık.

Bizim oralarda her Mayıs ayının 13. Gününde şenlikler olur yarışmalar yapılır. Değişik tarzda yarışmalar. Bunlardan bir tanesi de köpeciklerle ilgili. En iyi eğitimli köpek sahibine bir miktar para ödülü var. Hasan abi dobermanı seçti, Turgut amca Sivas kangalı. Ben de Elizabet i seçtim. Bir grup misali. Birlikteliğimiz bundan ibaret.

Emıl: hay ağzına sıçratayım. Ben de korktum amk köpek filan sicktin diye. Meğer grup manasındaki birliktelikmiş. Kaldırın abi altyazıyı önemli bişey değil.

Jeff: sana hiç yakıştıramadım abi beni neye benzettin. Sana aynen iyade ediyorum. Kimse bana dogfucker diyemez.

Emıl: herneyse. Biraz da programa dönelim. Hep söylenir ya “abi onlar gerçekten vurmuyoo yeaa ben biliyorum filan” ne diyeceksin iddialarla ilgili?

Jeff: dürüst olmak gerekirse bazı vuruşlarımız kandırmaca. Özellikle tekmelerimiz. Ama yumruklar, atlamalar filan hepsi gerçek. Bütün güreşçiler sigortalı. Çıkışta direk ameliyata giriyoruz. Biz de insanız. Ha diyeceksin ki niye hiç kan yok. Musluk mu lan bu her vurduğunda su gibi aksın. Derilerimize özel merhemler sürüyoree. Dove saolsun. Engelliyor kanların akmasını. Ya. İşte böle.



Emıl: ne kadar kazanıyosunuz aylık?

Jeff: çok kazanamıyoz be abi. Sayısal loto civarında filan.

Emıl: bağkurlu musun peki?

Jeff: yok abi ben “bağsur”luyum rahat oturamıyorum.

Emıl: hea. İyimiş. Şimdi tv izleyicilerinden gelen sorularla devam ediyoruz. Amerikadan Ali Buhran Solar adlı kişiden geliyor soru: “ ıssız bir adaya düşseydi yanına 3 şey olarak ne alırdı?” aman ne yaratıcı soru. Karı kılıklı şey.

Jeff: hmmm çalışmadığım yerden sordu öss. Ne biliyim sonuçta ıssız bir adaysa, bir film ekibi, 50 civarı insan ve bilimum araç gereç alırım.

Emıl: insanı napıcan olum orda. Sırf kızlarsa eyvallay da bi de film ekibini anlayamadım.

Jeff: lost un final bölümünü çekmek için tabi ki. Sik gibi son yaptılar. Ben daha iyisini çekecem. Eh adaya götürdüğüm kızları da “götürcem”. Kırbaç, kelepçe, zincir filan da alet edevat. Söylemesi ayıp ben biraz seks düşkünüyümdür de.

Emıl: olum ulusal yayındayız madem söylemesi ayıp niye söylüyorsun yarrock. Elim ayağım titredi şerefsizim. Sıra ikinci sorumuzda. Tahtarevalli ali paşada ikamet eden Fakur lalyaz adlı kardeşimizden. Diyor ki “ ezan okunduğu sırada su içsek orucumuzu erken açmış olur muyuz?” bi dakka lan hatlar karışmış. Bu bizim seyirci değil. yan stüdyoda bayram abi var çok feyzli birisi. Onun programınadır bu soru. Neyse o zaman buradaki seyircilerden alalım bi tane. heh sen şişko olan sen sor.



Seyirci: anaa jeff hardy lan. Valla jeff hardy. Ne haber lan jeff yenicen mi bugün . ahihiahi. Şimdi biz arkadaşlarla kendi aramızda smackdown oynuyoruz. Okulda, babalarımız iş yerinde ve takibi evde sokakta heryerde amuagoyyim. Yalnız ben birazcık şişmancayım gördüğünüz gibi. Arkadaşlar tekila pardon takla atarken ben sadece yumruh atıyorre. Biz şişmanlar için bikaç hareket gösterebilin mi? Benim yoğumlamam bu kadar.

Jeff: bizim smackdown da bi big show var bildin mi? Napıyor o hayvan? Böyle kaldırıyor milleti yerlere filan çarpıyor. Anca o. Sen de o kalıpla en fazla bunu yaparsın. Nah atarsın takla filan. Takla demişken emılcığım, biliyorsun benim kendime has bir taklam var ismi jeff hardy swanton bombası diye geçiyor. Elinizde varsa o görüntüyü bir girelim. Hah işte bu.



Gördüğünüz gibi baya atletik bir hareket. Şişkolar lafım size. Screw you!! Kilo verin amk. Bakın nerdeyse hepimiz kaslı kuslu insanlarız. Kilolarını da al git!! Altın çilek diyeti yapın. Sadece 69 lira. Sıça sıça bi hal oluyorsunuz. Hal-i-süneyşın.

Emıl: çok doğru konuştun hay ağzını öpeyim. Yav, deminden beridir gözüme çarpıyor, soracam soracam sormadım. Senin yüzüne noolmuş?

Jeff: noolmuş???

Emıl: ben de onu diyorum amk ne bu halin. Annen kızacak sonra. Lekesi geçmiyor onların. Neyse bu benim işim değil. yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz. Programın klasiği olan “sence hangisi” adlı kısımdayız. İşte here we go. Türk kızları kadar kıllı olan esmer Kate Upton mı (kısa bir saygı duruşu), yoksa alessandra ambrosio vücudunda sürekli şarkı söyleyen demet akalın kafası mı?
Jeff: çok zor sordun be abi. Joker hakkım da bitmiş. Tekerleme söyleyeyim hangisinde biterse o olsun. Adem madene gitmiş. Adem madende badem yemiş. Madem adem madende badem yemiş, adem niye madenden badem getirmemiş? Kate upton çıktı. En azından hayali güzel.



Emıl: tebrik ederim kardeşim. Ben olsam aynısını seçerdim. Gel seni öpeyim de uğurlayayım. Hoop dur lan uzatma yüzünü bana doğru. Her tarafımı boya yapacan. Tokalaştık yeter. Hadi güle güle. Muhasebeye uğra paranı vercekler.

Evvvet seygili seyirciler, güzel bir programın dağaa sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bütün içtenlğiyle biraz da zorla sorularımıza yanıt verdi jeff hardy. Pek efendi çocuk. Yayında ve yapımda emekleyen herkese çok teşekkürler, bir sonrakinde görüşmek dileğiyle esen kalın, esenlerde kalın. Muaah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder