21 Temmuz 2011 Perşembe

damda çıplak gezen adam

Selam ya muhabbet hybirdleri. Birazdan anlatacak olacağım hikaye, tamamen gerçektir ve beş + bikaç yedek oyuncunun katılımıyla gerçekleşmiştir. Hikaye bilinçaltınızı azıcık etkileyebilir, ama çabuk kurtulursunuz bişey olmaz. Koskoca adamsınız lan. önce şu şarkıyla başlayalım.



Hikayeyi birinci kişi ağzıyla anlatacam çünkü böylesi daha kolay. Kapito? Okey hadi go go go.



Yıllardan 1924. Yer İngiltere Cambridge Üniversitesi. Hani heykel var meydanda ordan sola dönüyon koca bina var. İşte orası. Ben ve 4 tane arkadaşım Cambridge de okuyoruz. Öğrenci adamız evimiz yok. Gerçi bize “evde kalın” diyenler oldu ama reddettik. Sıkıya gelemeyiz hiçbirimiz. (-iz ler tam kafiye)

Okulun yurdunda kalıyoruz. Ahanda bu da okulumuz ve yurdu


Gayet güzel ortam yapmışız okulda. Havamız var paramız var. Carlsberg içe içe hazırlanıyoruz vizelere. Bir yandan İbrahim erkal dinliyoruz diğer yandan kendini jiletlemeye çalışan 0.13 tonluk arkadaşımızı durdurmaya çalışıyoruz. 3 e bir girdik gene dövemedik öyle bir insan. Gel gör ki bütün kızlar buna yazıyor. Niye mi? Hayvan gibi kaslı. O dönemde para geçmiyor. Kas geçiyor. Neyse yeter bu kadar kas mevzusu. Bi zenci bi de kas konularını sevmem. Ha elemanın ismini vermemişiz. Kendisine genellikle Zerdüş deriz.


elemanlar bunlar. ben yokum içlerinde. resmi ben çektim.

Diğer eleman kısa boylu, tıknaz, insan çakması bişey. Smallvillage semtinde ikamet ediyor asıl olarak. Hani şu çocukların top oynadıkları çamurlu sahalardan yetişme. Ağzı bi küfürlü bi küfürlü sormayın. Hatta hapis cezası bile aldı bu yüzden. Başghan Çimçir Tarak bi gün pazarda geziyomuş tebdili kıyafet tarzında. Aslında bişey giymemiş kral çıplak hesaaabı.

Böyle gezerkene bizim bu elemanı görüyo. İsmi Östaki bu arkadaşın. Östaki, karpuz almak istiyo ve tek tek karpuzları seçerek elliyo. Güya yemelik iyi bi tane seçecek. Tabi seçerken de “vay amk, oha hassktrrr, hay ebenin kemiğüne” tarzı ünlem ifadelerini kullanıyo. O dönemde küfür yassak olduğundan yanında bulunan sivil korumalara hemen yakalatıyo bu Östaki yi Çimçir.
Davası görülürken tabi ki inkar ediyo suçunu Östaki. Ama işte ağzı küfürlü olduğundan “ee hakim bey ben aslında o kadar küfreden bi insan değilim hamuğagoyimm” filan deyince hakim kızıyor tabe. Ebe kikmek şart olduğundan 15 gün ceza yiyor bu. İyi olmuş hayvana.

Geldik bir öbürüne. Bu biraz deyişik bir tip. Bakınız değişik değil deyişik. Kafası farklı çalışıyor. Küçükken salıncaktan kafa üstü düştü dediler. Ben Donald amcanın yalancısıyım. Böyle fena espri yapan bi herif. Adamı yarar bildiğin. Böyle hık diye gidersin. Sarışın parlak bişey. Kot giymez. Nedenini söylemedi. Biz de üstelemedik. Psişik güçleri olduğuna inanıyoruz. İsmi Çıngırak.

Ve dı last pörsın iz Fırkateyn. Manyak derecesinde oyun hastası. Monopoly aldık oynarız diye herif tek başına bitirdi oyunu. Artık aştı kendini teke tek satranç yapıyo. Kafası iyi galiba. Karışmıyoruz kendisine fazla. Anası dedi eğer kriz filan geçirirse “pih” deyin geçermiş. Yalnız fazla dememek lazım çünkü eşik değeri geçtiği anda sinirlenebilir. Sinirlenince çok seksi oluyorsun. Yalarım.

Kendimi tanıtmama gerek yok. İsmim emanuelson. Bunu bilin yeter.

Kişi betimlemesi bitti, artık sıra hikayede. Hikaye ilk olarak okulda başlıyo. 5 günlük tatil arası verilmiş okula. Dersler o gün bitmiş. Biz beş kafadar napak napak dedik gezelim. Millet ingiltereye gelmek için o kadar yol yapıyo trenle filan. Sonra vapur. Biz ne kadar güzel bir olay ki buralıyık Allahın adamıyık. Hakkını verelim dedik. Atladık paytobüse. Şimdinin metrobüsü yani. İsmini de ordan alır zaten metrobüs.


metrobüs kalabalığı.gif

Önce bir nehir kenarına gittik. Aldık elimize çekirdek, çimlere basa basa gidiyoruz. Neyimize mi güveniyoruz? Tabi ki Zeydüşe. Eh biz de yapılıyık. Karışan eden olursa gebertiriz. Öhöm. Fazla gurur göte vurdu birazcık, az sonra kendime gelirim.

Böyle gezerkene filan sıkıldık, aktarmanın süresini kullanalım dedik. Doğruca şehrin hayvanat bahçesine doğru yola çıktık. Fırkateyn kardeşimiz biraz ayak dürüse de en çok onun beğeneceğinden emindik. İçi yaşam dolu çocuktu. Gerçi sonra intihara teşebbüs etti ama olsun. Bişi olmaz.

Böyle bakıyoruz filan hayvanlara. Derken bi adam geldi arkamızdan. “ bunu yan masadan gönderdiler” dedi biri. Elinde 10 kilo ceylan eti. Zerdüş e verdi bunu. Yan tarafa doğru baktık. Aslan kafesi vardı. Bıyıklarını ovuşturuyodu şöyle nah 3 metre yelesiyle bi tane aslan. Zerdüş bu durur mu yapıştırmış cevabı. Düello teklif etmiş aslan buna. Zerdüş kabul edip girdi kafese. Hayde bre pehlivan!

Aslan yıllarca içerde kaldığı için fena kas yapmış. Koçu da goril. Tam hayvan takımı. Bunlar kafesin bir köşesinde, biz diğer köşesinde. Ring hesabı. Zerdüş çıkardı üstünü, pantolonunun paçalarını kıvırdı “senin hamugakoycam” diyerek meydan okudu aslana. “ o göte düldül öte ” diye cevapladı aslan. Nefeslerimiz tutmuştuk. Maçın hakemi olarak bilge kuş baykuş u önerdiler. Yemekten kaldırıp getirmişler hayvancağızı.

Zil öttü maç başladı. Bizim Zerdüş temkinli. Ani hareket etmek istemiyor. Şöyle bir etrafıma baktım binlece insan toplanmış maçı izliyor. Bissürü de hatun. Hepsi Zerdüşü kesiyor. Dedik ya kaslı erkeğe bayılıyolar diye. Tezahüratlar filan. “kapalıda karılar kızlar, bekliyor Zerdüş ü onlar, hele maç bir bitsin, tombul tombul memeler” tarzı eyrotik şarkılar filan söylüyorlar. Oyhşş.



Tam o sırada aslan koşarak geldi ve Zerdüşü karnından vurarak üstüne atladı, yere düşürdü. Allah ne verdiyse vurdu essien. Yumrukları da sertmiş lavuğun. Zerdüşün kaşı dudağı filan hep patlamıştı. Sonra inanılmaz bie hareket yaptı Zerdüş, ayaklarıyla aslanın kafasını tuttu, geriye doğru atma vesilesiyle sırt üstü yere yatırdı. Bir nevi yerleri değiştiler. Bu kez bizimki vuruyordu. Lütfen çocuklarınıza anlatmayın buraları eğer gördüyseniz. Aslan bilincini kaybetmek üzereydi, ben de yardımcı olayım dedim ve koca bir taşı Zerdüşe uzattım. Zerdüş aldı bunu, çok hızlı bir şekilde yerdeki aslana doğru attı. Ama vurmamıştı. Tam kafasının yerine düştü taş. “ben kağtil deyilim hamugagoyim” diye bağırdı. Kızlar deli oldu tabi. Hem cesur hem alçakgönüllü.

Kafesten zar zor çıkardık bunu. Kızların elinden zor kurtardık. Hemen bir taksi çağırdık, doluştuk içine. Birisi eksikti. Östaki geç kalmıştı. Hayvan kızlara yavşıcam diye bizi unutmuş. Biz bağırdık buna. Duydu koşarak yetişmeye başladı. Ahaha ulan hiç bu kadar gülmemiştim. Hızlı da koşamıyor lavuk. Neyse zar zor yetişti attık bunu arkaya. Kasalı oluyor bu araçlar hani “arkaya takılan var abi” dediğimiz tarzı araçlar. Pick up lan işte tamam.uzatmayın.
Çıngırak reyiz biraz suskundu. Ara ara geliyordu buna. Durdu durdu patlattı bi tane bana. “nooluyor amuaki” deyip hışımla ayağa kalktım, bu oldukça sakin “eşek şakası bilader” deyiverdi. Şaka şakadır hiç affetmeyiz. Öküzler gibi güldük. Ben de Fırkateyn e geçirdim. O Östaki ye. O Zerdüşe. Böyle böyle zinciri tamamladık.

Bu arada nereye mi gidiyoruz. Yurda dönüyoruz artık. Zerdüş baya yorulmuş, birazcık yarası var. Ama koymaz ona. Hulk gibi adam. Yaraları kendiliğinden kapanıyo. Hulk-i Cevizoğlu.
Yurda geldik. Taksici dedi 100 pezo borcunuz var. Dedik lan bırak bu ayakları. 20 pound verip gönderdik. Sonradan öğrendik ki akasya durağının taksisiymiş. Keşke vermez olaydık. Ben bu kadar salak adamlar daha ömrümde görmedim. Zaten parayı sonra tahsil ettik biz. Yedirir miyiz lan ahaha.

Güvenliğe selam verip geçtik. Odamıza doğru giderken Fırkateyn dedi ki karnım aç. Hassiktir dedik harbi lan. Yemek yemedik hiç. Çıngırak “hadi zula” diye atladı. Herkes hemfikir. Dedik odaya geçelim para toplar çıkarız. Carttı curttu neyse çıktık gene dışarı. Yakınlarda benzinlik var bi tane. Oraya gidecez. Dikkatli olun beyler asıl hikaye burada başlıyo.

Ellerimiz cepte yürürken Östaki “dolunay varmış lan bugün vay ebesinin kemüğüne” dedi. Essahtan dolunay vardı. Kurt adam şakaları döndü azıcık. Tam o sırada, okulun yurdunun çatısına doğru baktım ben. Bir de ne göreyim. Dolunayı arkasına almış, çıplak bir adam var tepede. Dans filan ediyo. Diğerlerini uyardım hemen. Onu izlemeye başladık. Kanımız donmuştu olum. Sanki hipnotize olduk. Esmer kısa boylu bir herifti çıplak olan. Yemyeşil sakalı vardı. Daha önce hiçbirimiz görmemiştik onu. Gözümüzü bile kırpamıyoduk.

Bir süre daha böyle devam ederken Östaki “gık” deyiverdi. Adamla aramızda yüzlerce metre olmasına rağmen bizi duydu, kaşlarını çattı ve bi anda kayboldu. Biz de hipnozun etkisinden kurtulduk. Sigaralarımızı yaktık, kafamızı toplamaya çalıştık. Yarım saat filan oturduk. Sonra karnımız error verdi kalkıp içecek yiyecek filan almaya gittik. Cips+yoğurt+meşrubat ve bisküvi. En sefdiğim.

Aldık eşyaları yurda dönüyoruz kapı kilitli. Hafif yüksek bir kapı. Ne dedik napak üzerinden atlayak dedi Zerdüş. Herkes de onayladı yapcak bişey yok çünkü. Önce Östakiyi attık karşıya kendisi biraz kısa olduğu için fırlatıp attık. Eşyaları da ona verdik. Herkes tek tek atladı. FIrkateyn kardeşimiz kuull takıldığından dolayı artistik bir atlayış gerçekleştirdi. Sana puanımız dohuz kanka. Tam kapıdan girecez, birden şok olduk. Damdaki herif karşımızdaydı! Takım elbise giymiş, yanında bi eleman daha, kızgın bir suratla bize bakıyodu.

“ne işiniz var lan bu saatte dışarıda” diye bir girdi söze, devamını anlayın. Hemen 5 tane posta güvercini getirdi yanındaki eleman, evlerimize göndermek üzere hazırladı bunları. Saat gecenin 2 si. O saatte hiçbi bok olmuyor sokaklarda. Dedi ki sizi eve gönderecem. Ceza niyetine. Biz dedik yapma etme dinlemedi bu. Kendisini de çıplak gördük zaten. Zulayı da yiyemedik. Herkes sinirli. Gecenin o saatinde kovdu bizi. Zar zor taksi bulduk yola çıktık. Herkes nasıl küfrediyo ama. Meğer müdürün yeğeniymiş. Ondan olsa olsa leğen olur ama postayı koyunca koyuyo işte. Herkes kendi evine doğru yola çıktı. Ama hepimizin aklında intikam var. Gebertecez onu. Sonra bi sikim yapmadık tabi o ayrı konu da, gençlik işte olur böyle helezanlar.


ben güldüm.

Velhasılı kelam dedik bu ibne dolunayda bu dansı yapıyor bizi bunu çekelim nete verelim herkes görsün. 1924 yılında net çok gelişmişti şimdiki gibi değil. Aldık kameğraları bekliyoruz pusuda. Saat tam gece yarısı oldu bu göründü. Gene çıplak. Ama karaltı şeklinde belli oluyor. Gene dans filan hipnoz olmayalım diye izlemiyoruz. Kameğrayı kurduk o çekiyo. Bikaç saat sürdü bu. Meğer sabaha kadar yapıyomuş. Biz beklemedik o kadar. Aldık kamerayı ayrıldık.

Tenha bi yerde izleyelim dedik nasıl görünüyo diye. Hasskttrrr. Görüntü yok. Adam artık nasıl bişey yapıyorsa görüntü yok. Dedik daha fazla bulaşmadan götü kurtaralım. Ayrıldık gittik. Bi daha da hiç konuşmadık bunu. Şaka len şaka her seferinde geberircesine güldük.
Evet işte hikayemiz bu kadardı. İngilterenin göbeğinde bu kadar gizemli bir olay yaşadık beş kişi. Elde kanıt olmadığı için ispartlayamadık ama bizim gördüğümüz bize yeterdi. Gerisinin önemi yoktu.

Canciğerler hikaye bitti herkes evine artık. Havalar da sıcak zaten. Kalabalık yapmayın.

Bizim Fırkateyn in sözüyle kapanışı yapalım. “Yav bu sıcaklarda da hiç sevişilmiyor yeaa”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder